Lviv'de Son Gün/ 3.Bölüm

Lviv'de son günümüz ve akşam treni ile Kiev'e dönüp uçağa yetişmemiz gerekiyor. Burdaki günlerimin bitmesini hiç istemiyordum ve daha gezemediğimiz yerler vardı.Bugün de Amedus'ta kahvaltımızı yaptık ve son turlarımızı attık .

Chudo Train

Rynok Square'de Belediye binasının önünde gezi treni bekliyor.  75 uah ücreti ve 40 dakika sürüyor.7 dil seçeneği var, Türkçe de yer alıyor. Tatar ile çanın çalması hakkında bir hikaye anlatılıyor, çevirmeden midir bilinmez trajik bir olay 'komik' olduğu söylenerek anlatılıyor.  

Bu tur sayesinde haritada görülmeyen, atladığımız yerleri görme şansımız oldu. 

Gezi Rotası;

City Hall – Powder Tower – Old Market Square – St. Nicholas Church ( the oldest in Lviv) – Opera House –House of Scientists – University – Main Post-Office – Potots’ki Palace – Mikol’ash Pharmacy – Mitzkewitzch Monument – George Hotel – King Danylo Monument – Latin Cathedral – Market Square

Arsenal Müzesi

Hançerler, kılıçlar, topuzlar, savaş kıyafetleri ve bunun gibi yüzyıllar boyu savaşlarda kullanılmış bir çok silah ve kıyafetler bulunuyor . Özellikle savaşçı kıyafetlerini görünce insanlar bu kadar iri miydi diye düşündürüyor. 

Binada “Mutlu bir Şehir Barış Zamanında Gelecekteki Güvenliği Hakkında Endişe Edebilir.” yazıyor.

Savaş aletlerini görünce savaşın korkunçluğunu bir kez daha hissettim, bunlarla ölen öldüren insanlar vardı , korkunç bir şey. Müze 10.00-17.30 arası açık.

Royal Arsenal-Dormitian Church ve Korniakt Tower

Pidvalna Street'te bulunan bu alanda eski bir traway bulunuyor;burda 2.el kitaplar ve hediyelikler satılıyor. Ayrıca meydandaki heykelin etrafında bazı günler kitap ve antika pazarı da kuruluyor.

Fotoğrafta görülen kilise Church of the Assumption of the Blessed Virgin Mary olarak da biliniyor.Aslında burası  kilise,şapel ve kule olarak Ortodoks Kilise kompleksi. 13. yy'da ahşaptan yapıldığı için 1340 yılındaki yangınla hasar alan bina Yunan Katolik Kilisesi olarak kullanılıyor.

Bu alandaki heykel de Ivan Fyodorov'a ait. Bu kişi Gerici Din adamlarının Başkentten sürgün edilen Rusya'nın ilk matbaacısı oluyor,ilk basılan kitabı da 'Havari'; bu nedenle pazarın burda kurulması çok mantıklı.

Olga ve Elizabeth Kilisesi

Akşam tren garına yürürken ulaştığımız kilise 1903-1911 yılları arasında  inşaat edilmiş. Akşam olduğu için içeriyi göremedik ama kuleye de çıkılıyormuş. Gotik tarzı ile korku filmlerini andırıyor, girişteki pencereler ve heykeller ışıklandırma ile çok güzel görünüyordu.

Tren Garından Havaalanına

Tren garına vararak Lviv macerasının da sonuna geldik. Tren yolculuğumuz fena geçmedi.3. sınıf treninde uyumaya çalışarak sabahı ettim ve indikten sonra Havalianına giden otobüsü bulmakta zorlandık. Taksici sürekli etrafımızda dolanıp burdan Zhulyany Havalimanına giden otobüs olmadığını söyledi. Taksi ile gidelim diye böyle söylediğini düşündüm ama günahını almışım. Tren garının önünde diğer havalimanına giden otobüsler kalkıyormuş, Yine bir sürü kişiye sorduk ama kimse bilmiyordu çok ilginç, en son büfeye de soralım dedik ve otobüsler başka bir caddeden geçiyormuş.Caddeye 10 dakika kadar yürüyüp ordan geçen dolmuşa hemen bindik. Sabahın 6 sında biraz stres yaptım ama sağ sali döndük :)

Genel olarak Kiev'i ve Lviv'i beğendik, güzel şehirler, ama benim için Lviv bir başka oldu. Bence Kiev'e 3 gün, Lviv'e de 5 gün ayırıp güzelce her yeri gezmek lazım. Daha gezmediğimiz yerler de var, umarım ileride aşağıya bir linkle Bahar'da Lviv başlıklı bir yazım olur :)