Muhteşem Mimarisiyle Lviv/1.Bölüm

Gezi Tarihi: 19-21/12/2016

Bu şehre ba-yıl-dım!! O kadar güzel ki.. Binalar, kafeler, kiliseler, gözünün önünde yapılan pizzalar çikolatalar şekerler..İyi ki önce Kiev sonra Lviv'e gelmişim, hayran kaldım.Lviv Kiev'in daha batısında 5-6 saatlik mesafede kalıyor. Buraya İstanbul'dan direkt uçuşlar da var.

  

Gezdiğimiz yerler hep bir aradaydı, üç güne yayarak rahat rahat gezdik. Akşamları caddeler canlıydı, sokak çalgıcıları ile müzik keyfi ile birlikte sokakta kurulan mini büfe tarzı yerlerde tatlı atıştırmalar, hediyelik bakmalar ile geçirdik. Aynı mekanların hem gündüz hem gecedeki halini de görmüş olduk.

Gezi Haritam

GEZİYE BAŞLIYORUZ 1.GÜN

   

Lidiya ile vakti olduğunda küçük geziler yaptık ve bize küçük bir tur düzenledi. İlk gün Lviv merkezden uzakta olan arkadaşımın evinde kaldık ve tramvaya binerek merkeze ulaştık. Burda girişte bileti şoförden alıp içeride bir demir aparat var , arasına koyup bileti deliyoruz. Bilet 2 uah.

Bernardine Kilisesine yakın bir yerde inip Lviv'i keşfe başladık. Bu güzel sokaklardan geçtik.Bu arada Lviv de Kiev gibi kiliselerle dolu. Gotik, Barok, Rönesans mimarisiyle inşaa edilmiş ya da sonradan eklenmiş yapılarıyla kiliseler oldukça görkemli. Kiliselerin çoğunda fotoğraf çekmek yasak. İbadet için gelen insanların da sayısı fazla. Kiliselerin mimarisi, freskler,vitraylar , ikonalar çok güzel ama kasvetli bir ortam var hepsinde.

Bernardine Kilisesi-St Andrew Church
Soborna Meydanında bulunan Bernardine Kilisesi 17. yy'a ait barok mimarisine sahip bir  Rum Katolik Kilisesi .Yapıda 20'den fazla heykel var. İlk ismi Bernardine fakat daha sonra Andrew bayramında St. Andrew Kilisesi denilmeye başlanmış.

Valova sokakta Lviv Kahve Fabrikasını gördük .Ukrayna'da kahve KABA olarak yazılyor.Şehirde bol miktarda kahve dükkanı olduğundan bu yazıyı sık sık göreceksiniz. Sırasıyla Lviv Şeker Atölyesi ve Çikolata Fabrikası'na girip, burdan el yapımı şeker ve çikolatalar aldık, sıcak çikolata ve kahve içtik. Sıcak çikolata ya da kahve işte diyip geçmeyin tadı gerçekten daha güzel. (Lviv'de Yeme-İçme Yazısı için tıklayın)

 

Rynok Meydanı



Kare şeklinde olan sokak , etrafında mimarisiyle göz dolduran binalar,çeşit çeşit restoranlar, kahve dükkanları, kafeler, tarihi binalarla çevrili bir meydan. Market meydanı da deniliyor.

Dominican Katedrali ve Manastırı (Church of the Holy Communion)

12.yy'da inşaa edilip yangından sonra 1749-1761 yılları arasında onarılmış kilise Dominik Tarikatının ilk katedrali.Giriş kısmını çok beğendim, turkuaz kapısı dev kolonları .

 Giriş Kapısının Hemen Üzerinde Şu Şekilde Yazar;
“SOLI DEO HONOR ET GLORIA” — “Sadece Allah ’a Şan ve Şeref” — Güçlü Dominik Tarikatı.

İtfaiye Binası

Lviv İtfaiye Binasını High Castle'a çıkarken rastladık. Şehir geçmişte çok büyük yangın felaketi yaşamış , kiliselerdeki mimari stil değişiklerinin sebeplerinden biri de bu.Binanın pembe çatısı kış mesvsiminde soluk olan Lviv' e renk katmış. 

High Castle

Burası da merkeze yakın, yürüyerek yokuş çıktık ve merdivenlerden kaleye ulaştık. En tepede Ukrayna bayrağı var.  Burda içen, sigarasını tüttüren  ve biz şarkı söyleyen insanlar var. Kış dolayısıyla manzarayı çok yakalayamıyoruz, zaten akşama doğru sis dolayısıyla her yer beyazlaşmaya başladı. Burda resmimizi ücretsiz çizmek isteyen biri vardı, tamam dedik. Her ne kadar bizi Ukraynalıya benzetse de güzel bir hatıra olarak kaldı :)

Gezimizin sonunda Rynok Square'deki İtalyan restoranı olan Celentano Ristorante'de yemeğimizi yedik ve sokakları gezip evimize döndük.